Ülkenin gençliğinin böyle bir vazgeçiş içerisinde olmayacağına dair inancım tam. - Mehmet Gürbüz

Ülkenin gençliğinin böyle bir vazgeçiş içerisinde olmayacağına dair inancım tam.

Ülkenin gençliğinin böyle bir vazgeçiş içerisinde olmayacağına dair inancım tam.

Şu an muhalefetteki bütün partiler döviz kurundaki hareketliliği fırsat bilerek sanki ortak karar almışçasına gençliği umutsuzluğa sürükleme stratejisi güdüyor. Zannediyorlar ki öyle olunca halk bir umut onlara sarılacak. Farkındalar mı bilmiyorum ama toplumsal bir umutsuzluk ortamında kimse onları da bir çözüm olarak görmüyor.

Toplum yine çözümü Erdoğan'dan bekliyor. Kiminle konuşsam "Ya bilmiyor muyum diğerlerinin bir şey yapamayacağını..." diyerek anlatıyor sıkıntılarını. 


Umutsuzluğa sürükleme stratejisi güderek ülkenin geleceğine zarar verdiklerinin farkındalar mı acaba? Toplum umutsuzluğa kapılıp potansiyelini gerçekleştirmek için motivasyonunu kaybedince ne olacağını zannediyorlar acaba?  Dünya Koronavirüs süreci ile birlikte hem sosyal hem de ekonomik büyük bir değişim içerisinde. Bütün ülkeler bu değişimden az ya da çok etkilendi. Küresel dönüşüm sürecinde kendi pozisyonunu belirlemek isteyen ülkemiz ise bu dönüşümün etkilerini en çok hissedenlerden biri.

2. Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan düzende bütün ülkelere bir rol biçildi ve şimdiye kadar bize biçilen rolün getirdiği sıkıntının içinde debelenip durduk. Şimdi de yeni bir düzen kuruluyor ve kendi konumumuzu belirleme fırsatını kaçırırsak yine aynı sıkıntıları çekeceğiz. Türkiye, Çin'den Londra'ya kesintisiz lojistik imkanı sunan Marmaray ve yeni enerji kaynaklarının keşfinden sonraki ekonomik güzergah olma gibi stratejik konumuyla, sahip olduğu potansiyeller ile yeni kurulan düzende tüm siyasi bloklar için kilit konumunda olabilecek bir ülke.


Ayrıca savunma sanayindeki bütün dünyanın gıpta ile baktığı atılımlar ve bu alanda yaptığı ihracatlarla etki alanını geliştirmesi de kilit konumunu her geçen gün arttırıyor. Böyle bir ülkenin dünya ekonomik düzeni içerisinde kendi politikalarını uygulayabilen, bağımsız hareket eden bir ülke olması, küresel sistem içinde bir tehlike olarak görülmesine sebep olur.İşte bugün yaşadığımız sıkıntıların sebebi de Türkiye'nin kendi potansiyelini gerçekleştirmesinin önüne geçmek istemeleri. Sürekli umutsuzluk tohumları ekmelerinin sebebi de bu.Umutsuzluk; bırakın ilerlemeyi, var olan atılımları da boşa çıkaracak çok tehlikeli bir zehirdir.


Yaşadığımız sıkıntıların bizim için anlamlı bir sonucu olmak zorunda.Biz bugün bize biçilen rolü kabul ederek üretimden, ağır sanayiden, yerli oto gibi katma değeri yüksek teknoloji ürünleri geliştirmekten vazgeçer, suni algıların esiri olursak bu sıkıntıları boşa çekmiş oluruz. Böylesine önemli bir sürecin içerisindeyken ve sanayi üretimine, ihracat rakamlarına baktığımızda bu dönüşüm sürecinden kârlı çıkacağımızı, yaşadığımız sıkıntıları unutturacak gelişmelere gebeyken vazgeçersek bu ülkenin emeklerine de, gençliğin geleceğine de yazık olur.


Benim, ülkenin gençliğinin böyle bir vazgeçiş içerisinde olmayacağına dair inancım tam.